Türkce

Eren Önsoz 1972 Türkiye doğumlu film yönetmeni ve aynı zamanda radyo ve televizyon kanallarinda serbest yazar ve yönetmen olarak çalışıyor. Düsseldorf ve Roma’da Alman Dili ve Edebiyatı ile Medya Bilimleri dallarında yükseköğrenim gördükten sonra Köln Medya Sanatları Yüksekokulu’nda televizyon/film alanında yüksek lisans yaptı.

 

Mezuniyet filmi olan "İmport-Export – Alman-Türk geçmişine bir yolculuk" pek çok festivalde ve Alman ulusal radyo-televizyon kanalı WDR’de gösterildi. Rejisör Eren Önsöz HAYMATLOZ – TÜRKIYE’DE SÜRGÜN filmiyle bugüne kadarki başarılarına bir yenisini ekliyor.

 

HAYMATLOZ-TÜRKİYE’DE SÜRGÜN

 

Türk-Alman tarihinin heyecan verici, fakat unutulmuş bir dönemi!

 Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesiyle, sayısız Alman vatanlarından göç etmeye mecbur kaldı. Az bilinen gerçek ise, birçok göçmenin Amerika, İsviçre ya da İngiltere gibi klasik sürgün ülkelerinin yanısıra Türkiye’ye de sığındığıdır. Çoğu Alman-Musevi kökenli akademisyen, Türk yüksek okullarını Batı örneğine göre düzenlemek üzere, Mustafa Kemal Atatürk‘ün üniversite reformları yaptığı dönemde Türkiye’ye çağrıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllarda en önemli görevlerde yer alan Alman göçmenlerin bilim, sanat ve mimari alanlarındaki etkileri bugün de görülebilir.

 

Yönetmen Eren Önsöz, bu göçmen bilim adamlarının beşinin çocuk ve torunları ile İsviçre, Almanya ve gençliklerini geçirdikleri Türkiye’de yolculuk yaptı. Geçmişle günümüz arasında büyüleyici bir köprü kuran film, Almanların bıraktığı mirastan bugünün Türkiye’sinde nelerin kaldığının da izini sürüyor. HAYMATLOZ vatan ve kimlik, sürgün ve kaçış ile bilimsel özgürlük konularına hassasiyetle dokunan son derece güncel bir film.

 

 

"En gerekli zamanda yapılmış olağanüstü bir film. Alman-Türk kültürünün ortak kökleri hakkında derinlemesine bilgi edinmek isteyen herkese tavsiye ederim.“ (Edzard Reuter, eski Daimler Chrysler Yönetim Kurulu Başkanı, Türkiye göçmeni Ernst Reuter’in oğlu.)

 

 

Filmin kahramanları

 

Engin Bağda

Susan Ferenz-Schwartz

Kurt Heilbronn

Enver Tandoğan Hirsch

Elisabeth Weber-Belling

 

 

 

FILMIN EKIBI

Orjinal adı: HAYMATLOZ Yapım yeri/-yılı: Almanya 2016 Prodüksiyon: Hupe Filmproduktion

Senaryo ve yönetmen - Eren Önsöz

Kamera - Andreas Köhler

Ses - Constantin Bömers, Alexander Czart und Aykut Koca

Kurgu - Elisabeth Raßbach

Müzik - Jörg Follert

DAĞITIM Kuzey Ren-Vestfalya Film ve Medya Vakfı’nın katkılarıyla

Dil: OmdtU / OmTüU / FSK: o.A. / Süre: 90 Min. / Gösterime giriş: 27.10.2016

 

 

www.facebook.com/HaymatlozFilm

www.vimeo.com/183468977 - Türkçe film klibi

 

 

 


IMPORT-EXPORT

Alman-Türk geçmişine yolculuk

 

Belgesel

Almanya 2006 I Digibeta I 90 Min.

Renkli & Siyah-Beyaz

Yapim: Köln Medya Sanatları Yüksek Okulu KHM & Eren Önsöz © 2006

 

Cantürk Kiran, Edith Glansdorp, Bernhard Jäckel, Roman Blug, Dr. Margret Spohn, Prof. Hartmut Heller, Dr. Götz Aly, Ayhan Ayrilmaz, Jörg Heide, Asaf Pekdeger, Gültekin Emre, Rudi Höhnow & Familie, Edzard Reuter, Cornelius Bischoff, Christine Türk, Yasar Kemal, Onur Özer, Christoph Daum

 

 

Alman-Türk ilişkileri son göçmen olayına değil, çok daha uzun bir geçmişe dayanıyor. Berlin'de başlayan ve Boğaz'da biten bu eğlenceli ve öğretici gezi bize "Import ve Export"un iki halk arasında yüzlerce yıldan beri sürdüğünü gösterecektir. Prusya'da bir Türk memuru, Baverya kralı II. Ludwig, Edzard Reuter, Yaşar Kemal ve daha kimlerle karşilaşacağız...

 

„Bununla birlikte "Import-Export"ta sadece ilginç yaşamöyküleri ve tarihsel bilgiler verilmiyor. Eren Önsöz, ibreyi sürekli olarak bugüne çeviriyor. Nitekim filmin başında Önsöz, günümüz Berlin'inde kültürel yaşamı biçimlendiren -ve apaçık ortada olan olumsuz bir imaja karşı kimseye kulak asmadan mücadele eden- Türk gençleriyle konuşuyor.

Önsöz alışılmışın dışında bir tarzda birbirine bağladığı farklı farklı öyküleri yıllarca araştırmış. "Kültürel alışverişin yüzyıllardır olageldiğini ve her iki ülke için de bir zenginlik oluşturduğunu kanıtlamak istedim." İstenen de tam bu: Önsöz'ün kendi filmindeki keşif gezisi, Türkiye'nin AB'ye girmesi hakkındaki tartışmalara izlenmeye değer bir katkıda bulunuyor.“(Qantara.de)

 

Yönetmen: Eren Önsöz

Kamera: Holger Hahn

Kamera Super 8 & DV: Holger Hahn, Eren Önsöz

Ses: Joachim Becker

Kurgu: Inga Kaiser, Eren Önsöz, Benjamin Ikes

Kurgu asistanligi: Zuhal Er

Müzik: Joachim Becker, Vladimir Ivanoff

Colour correction: Svenja Kübler

Türkce tercüme: Zeki Önsöz, Nurten Kum

 

Festival (secme)

27. Filmfestival Max Ophüls, Türkische Filmtage München, Forum Goethe-Institut München

PASO Ögrenci festivali Bilkent, Ankara, Filmfest Osnabrück, Kasseler Dokumentarfilm- & Videofest, Exground Wiesbaden etc.

Aday

Babelsberg Medya Ödülleri 2006 „En iyi ögrenci belgeseli“

„Altin Anahtar“ Kasseler Dokumentarfilm- & Videofest

 

Eren Önsöz'ün "Import-Export"u

 Çok bilinmeyenli bir kültür alışverişi

 

"Import-Export" adlı belgeselinde yönetmen Eren Önsöz, Türk-Alman ilişkilerinin 500 yılı aşan geçmişine bakıyor. Önsöz, izleyicileri hem eğitici hem de eğlenceli bir keşif gezisine davet ediyor. Ariana Mirza filmi seyretti

Almanya'da 1. Cumhuriyet dönemine dek Osmanlı'dan çok etkilenilmişti | Döner kebap ve misafir işçi - pek çok Alman, Türk kültürüyle ilişkilerini bu kavramlara indirgiyor. Ama yanılıyorlar. Türkiye ile Almanya yüzyıllardır yoğun bir kültürel alışveriş içinde. Rejisör Eren Önsöz, bu ilişkilerin izini klişelerin ötesine geçerek sürmeye girişiyor - ve şaşırtıcı şeyler ortaya çıkartıyor.

Saar eyaletindeki Limburg'da karnaval zamanında "Türken Hopp" diye seslenilmesi, bölge sakinlerinin "misafir işçi" olarak yüzyıllar boyunca sanki "Osmanlı İmparatorluğu"na göç ettiğini hatırlatıyor. Dünya tersine mi döndü? Hayır, Almanya'da neredeyse hiç bilinmeyen bir olgu bu sadece, o kadar.

"Import-Export" adlı belgeselinde Eren Önsöz, Türk-Alman ilişkilerini yeni bir bakış açısıyla ortaya koyan tarihsel gerçeklerle yüzleşiyor. Osmanlı İmparatorluğu ile Alman monarşisi arasındaki anlaşma da, tıpkı "Türkiye'ye sığınma" meselesi gibi, yine bunun bir parçası.

Alman Kökenli Türklerin Türkiye İmgesi

Önsöz, Ankara ve İstanbul'da Nasyonal Sosyalistlerden Türkiye'ye kaçan Alman entelektüellerin izlerini buluyor. En önemli sürgünler arasında, daha sonraları Berlin Belediye Başkanlığı yapacak olan Ernst Reuter de var.

Kamera, Ankara sokaklarında dolaşarak laik ve modern bir devlette geçen çocukluğunu anlatan Reuter'in oğlu Edzard'a eşlik ediyor. Eren Önsöz film boyunca Edzard Reuter gibi dönemin tanıklarını da konuşturuyor. Üstelik bu insanların deneyimleri, geri kalmış bir Türkiye imgesini yalanlıyor.

"Yaptığım filmde, bu kadar çok Alman'ın Türkiye hakkında olumlu şeyler söylemesi, çok önemli," diyor Eren Önsöz, "çünkü Almanlar, bir gerçeği böylece başka Almanların ağzından duymuş oluyor."

İstanbul'da yaşayan futbol antrenörü Christoph Daum, kendi ikna gücüyle doğrusu pek de güvenilir bir kaynak değilmiş gibi görünüyor. Daum çifte vatandaşlık hakkını elde etmek için uğraşırken, karşılaştığı güçlüklerden ve kendi ülkesinden gelen insanlar hakkındaki yerleşik önyargılardan neredeyse ümitsizce söz ediyormuşa benziyor: "Sanki biz Türkiye'de hiç yokmuşuz gibi," diyor Daum.

Almanya'daki Egzotik Türk Modası

Bununla birlikte Önsöz'ün tarihe bakışı, görme biçimlerinin ve değerlendirmelerin bütünüyle değişebileceğini kanıtlıyor. Gerçekten de Almanya'da, 19. yüzyılın ortasından Weimar Cumhuriyeti'ne kadar, Osmanlı ile ilgili her şeyde genel bir coşku hâkim.

"Türken Hopp" terimi, Sarr eyaletinden Osmanlı İmparatorluğu'na göç etmiş Almanları hatırlatıyor | Bu etki, sigara paketleri ve günlük kullanıma ait eşyaların olduğu kadar dönemin mimarisinin de "oryantalist" tarzında ifade buluyor. Camiye benzeyen su dağıtım tertibatları ve fabrikalar o dönemde son derece revaçta.

Ayrıca Alman tarihi bize tek bir ortak noktada buluşan bir dizi hükümdarı da takdim ediyor. Bu ortak nokta, Osmanlı İmparatorluğu'na duydukları tutku.

Bavyera'da nargileli ve minderli fantezi kulisleri

Türksever Bavyera Kralı Ludwig hakkındaki bölüm, genelde eğlendirici olan filmin en eğlenceli pasajları arasında: Efsane kral hizmetkârlarına durmadan nargile içirir ve minderlerin üzerinde şekerleme yapmalarına izin verirmiş, ki kendisi de rahatsız edilmeden bir Osmanlı hükümdarı olduğunu hayal edebilsin.

Ludwig'in ölümünün üzerinden 30 yıl geçmeden, Alman-Türk kültür alışverişi, başka bir hükümdarla farklı bir boyut kazanıyor. Önsöz'ün bir detektif titizliğiyle yaptığı çalışmadan öğrendiğimize göre, imparatorluk döneminde ortak bir eğitim programı bile başlatılmış.

Rejisör, 1917'de öğrenci olarak Berlin'e giden Türklerin yaşamını da araştırmış. Genç Ahmed Talib Almanya'da kalıp Brandenburg'un küçük bir köyü olan Fürstenwalde'ye yerleşmiş. Filmde Talib'in oğlu, babasının imparatorluk döneminde, Nasyonal Sosyalizm döneminde ve Demokratik Alman Cumhuriyeti döneminde başına gelenleri anlatıyor.

Olumsuz İmaja Karşı Gençlik Kültürü

Bununla birlikte "Import-Export"ta sadece ilginç yaşamöyküleri ve tarihsel bilgiler verilmiyor. Eren Önsöz, ibreyi sürekli olarak bugüne çeviriyor. Nitekim filmin başında Önsöz, günümüz Berlin'inde kültürel yaşamı biçimlendiren -ve apaçık ortada olan olumsuz bir imaja karşı kimseye kulak asmadan mücadele eden- Türk gençleriyle konuşuyor.

Önsöz daha sonra Almanların Türklerden korkmalarına bir yandan inanmadan, bir yandan da eğlenerek karşı çıkan İstanbul ve Ankaralı Türk gençlerinin alaycı açıklamalarını yakalayıp yansıtıyor.

Basmakalıpların ötesinde bir iz arayışı: Yönetmen Eren Önsöz | Bilinmeyeni açığa çıkaran ve bastırılmış olanı hatırlatan yol filmiyle 34 yaşındaki rejisör, uzun zamandır düşlediği şeyi gerçekleştirmiş.

Önsöz alışılmışın dışında bir tarzda birbirine bağladığı farklı farklı öyküleri yıllarca araştırmış. "Kültürel alışverişin yüzyıllardır olageldiğini ve her iki ülke için de bir zenginlik oluşturduğunu kanıtlamak istedim."

Küçük bir bütçeyle gerçekleştirilen belgesel, bugüne kadar sadece film festivallerinde gösterilmiş. Bununla birlikte rejisör, "Import-Export"un hem Alman hem de Türk televizyon kanallarında ilgiyle karşılanmasını ümit ediyor.

İstenen de tam bu: Önsöz'ün kendi filmindeki keşif gezisi, Türkiye'nin AB'ye girmesi hakkındaki tartışmalara izlenmeye değer bir katkıda bulunuyor.

Ariana Mirza

Almanca'dan çeviren: Şebnem Sunar

© Qantara.de 2007

 

Yayınlanma tarihi: 27.04.2007